Akne İzleri - Onep Özel Tıp Merkezi



AKNE İZLERİ




Genellikle gençlik döneminde oluşan bir tür sivilce olan akneler, yetişkinlik yıllarında da ortaya çıkabilmektedir. Oluşan sivilcelerin iyileşmesinin ardından geriye kalan izler olarak da bilinen akneler, derin çukurlar ve kist şeklinde görülebilir. Gelişen teknolojiyle birlikte artık akne izlerinin görünümü büyük oranda düzeltilebilmektedir.


  1. Seneler önce akne izlerinin azaltılması için “Dermabrazyon” denen bir zımparalama işlemi uygulanmaktaydı. Plastik cerrahlar tarafından uzun zaman kullanılan bu zımparalama yöntemi bazı hastalarda son derece olumlu sonuçlar sunsa da, yine de genele hitap edecek yeterlilikte değildi. Kullanılan bu tekniğin yetersiz kalması, bizim de daha iyi arayışlara girmemize sebep olmuştur. (Kliniğimizde artık bu tip uygulamalar kullanılmamaktadır.)
  2. İkinci kademe TCA peeling yani kimyasal peeling olarak bilinen uygulamalar ortaya çıkmıştır. Bu yöntem, problemli bölgenin soyulması ve sonrasında da epitel dokunun  daha düzgün bir şekilde oluşmasını sağlamaktadır. (Kliniğimizde, artık bu tip uygulamalar da kullanılmamaktadır.)
  3. Bu yöntem tek başına istediğimiz sonucun alınmasını sağlamadığı için kimyasal soyma ile zımparalama uygulamalarını birlikte kullandık. Üçüncü kademe olarak isimlendirilen bu uygulama daha pozitif sonuçlar alınmasını sağlasa da, komplikasyonların söz konusu olması estetik cerrahların daha teknolojik uygulamalara ihtiyaç duymasına sebep olmuştur. (Kliniğimizde, artık bu tip üçüncü kademe tedaviler de uygulanmamaktadır.)
  4. Komplikasyon riskini minimuma indirmek ve daha düzgün soyma işlemi yapılması için lazer teknolojiyi kullanılmaya başlandı. İlk nesil lazerler istenen sonuçların alınmasında yetersiz kalsa da, sonra geliştirilen Erbium ve Karbondioksit lazerler  düzgün bir soyma işlemi gerçekleştirdiğinden, daha düzgün  yeni epitel dokusu oluşmasında oldukça başarılı sonuçlar vermiştir.
Lazer teknolojisinin hızlı bir şekilde gelişmesine karşın günümüzde dahi tam manasıyla kusursuz bir sıfırlama sağlamak söz konusu olmamıştır. Normalde %30-40 gibi düzelme sağlanan hastalarda bu düzelme, %50-60 oranına çıkabilir hale gelmiştir. Yıllık rutin tekrarlamalar ile girintili deri yüzeyinin daha düzgün hale gelmesi sağlanmıştır. Özellikle esmer tenli kişilerde soyma işlemi sonrası oluşan leke ihtimalini düşürmek için bir ön tedavi uygulanmaktadır. Bu ön tedavide; soyma işleminden önceki üç ya da altı hafta Retin-A (Tretinoid Asit) ve Expigment gibi ilaçlar kullanılmakta ve lazer uygulamasına ilaç tedavisinden sonra başlanmaktadır. Bu soyma işleminden sonra deride 1 ila 3 ay arasında düzelen kızarıklıklar olmaktadır ki; bu durum makyaj imkanı bulunan kadınlar için değil, makyaj yapması söz konusu olmayan erkekler için önemli bir sorundu. Uygulama, güneşin etkili olduğu aylarda ve bilhassa yaz mevsiminde yapılmamalıdır. Güneşin en az etkili olduğu kış aylarında bile uygulamadan sonra yüksek faktörlü koruyucuların kullanılması gerekir.




Daha olumlu sonuçlar almak için teknoloji odaklı arayışlar devam etmiş, Fraxional Lazerin mucidi Fraxel adında ve FDA onayı alan yeni bir cihaz ortaya çıkmıştır. Fraxel sayesinde soymaya gerek kalmadan ancak 5-6 lazer uygulamasının ardından aynı sonucun alınması sağlanmıştır. Bu cihazın sunduğu avantajlardan biri de, kızarıklığın sadece 1-2 gün sürmesidir. Herhangi bir soyma işlemi yapılmadığından, yara riski de çok ama çok düşüktür. Önemli bir diğer avantaj, esmer tenli kişilerde Hiperpigmentasyon ismi verilen lekelerin oluşma riskinin çok az olmasıdır. Kişiye göre değişmekle birlikte 5 seansla ortalam %30-40 düzelme sağlanabilmekte, nadir olarak da daha yüksek düzelme elde edilebilmektedir. Geriye dönüş yapmak suretiyle Fraxional lazerler, bu defa da Karbondioksit lazer olarak karşımıza çıkmıştır. Bu lazerler sayesinde hem daha hızlı iyileşme sağlanır hem de tek seans yeterli olur. Soyan tipteki Fraksional lazer cihazı ile tek seansta ortalama %40 düzelme elde edilebilmektedir. Yaz mevsiminde güneş ışınları yüksek etkiye sahip olduğu için kış aylarının tercih edilmesi ve mutlaka yüksek faktörlü koruyucular kullanılması gerekir. Akne izleri yalnızca epidermiste çukurlaşma ve dermisin kısmen yok olması demek değil, nedbe dokular ile doku erimelerinin yol açtığı çukurlaşma da demektir. Bu yüzden son dönemde soyma işlemine ek olarak deri altına müdahale yöntemleri de kullanılmaktadır. Doku kokteyli ve yağ dokusu mikro enjeksiyonlarıyla deri altına yapılan bu tedavi, çukurların dolmasına ve kendini yenilemesine yardımcı olmaktadır. Kök hücrelerin dokuları tamir etmesi sayesinde gerçekleşen bu etki, bugün artık zaten halkımızın büyük bölümü tarafından bilinmektedir.


Son teknolojiyi özetlersek; 5-6 seans süren Fraxional lazer soymadan tedavi ile mikro yağ dokusu tedavisi ya da Karbondioksit lazerle tek seans da soyarak ve yine yağ enjeksiyonu yaparak tedavi yapılmaktadır. Lazerle soymanın senede bir defa, yağ enjeksiyonlarınınsa 3 ayda bir, 3-4 kez tekrarlanması uygundur. Ancak yine de, hastanın dümdüz ve pürüzsüz bir cilde sahip olacağıyla ilgili gerçekdışı beklentilere kapılmaması gerekir. Hastanın doğru şekilde bilgilendirilmesi doktora düşen büyük bir sorumluluktur.

Akne izlerinin giderilmesi için uygulanan tedavinin senelik periyotlarla tekrarlanması fayda sağlar.


ONUR EROL'UN AKNE İZLERİNİ ANLATTIĞI VİDEOSU


 

ONEP ÖZEL TIP MERKEZİ


Lütfen bize ulaşın