Sihirli parmaklar çocuklara uzandı

Türkiye’ de estetiğin duayeni sayılan onlarca yeni yönteme imzasını atan, insanları güzelleştirmekle yetinmeyip parmaklarını, enerjisini ve beynini, konjenital(doğumsal) anomali ile doğan çocuklara yardım için kullanan Prof.Dr.Onur Erol’ un Levent’ teki kliniği ONEP’ teyiz.

Onur Erol’ un kurduğu Plastik Cerrahi Özürlü Hastalara Yardım ve Plastik Cerrahiyi Geliştirme Vakfı’ nın konsey toplantısı bugün. Fiziksel kusurlarla doğan bebekler bu vakıf sayesinde ameliyat ediliyor, yaşamlarını sorunsuz bir şekilde sürdürme şansı yakalıyor.

Topalantı odasında yerimizi alıyoruz. Konseye katılan ve hastalar hakkında görüş bildiren doktorlar yavaş yavaş geliyor. Konsey’ e çocuk doktoru, konuşma terapisti, psikolog, genetik uzmanı, kulak-burun- boğaz uzmanı ve ortodontis bulunuyor. Hastalar dışarıda birikmeye başlıyor. İlki 11 yaşında bir kız çocuğu dudak ve damak yarığı ile doğan çocuk Onep’ te ameliyat edildikten sonra izlemeye alınmış. Toplantı odasındaki tahtya çocuğun bebeklik görüntüleri yansıyor. Dudağı ve damağı yarık, burnu bozuk olan bebek geçirdiği ameliyatlar sayesinde bugün sağlıklı bir çocuğa dönüşmüş. Burnundaki bir eğrilik doktorların gözünden kaçmıyor. Onur Erol’ un elinde ses kayıt cihazı, hasta ile ilgili görüşlerini sürekli kaydediyor. Konseydeki diğer doktorlar da bebekliğinden itibaren tanıdıkları çocuğu muayene ediyor. Muayene sonunda çocuğun sömestr tatilinde bir ameliyat daha geçirmesine karar veriliyor.

İkinci hasta ise; daha bir yaşında bile değil.Genç anne baba içeriye alınıyor. Dünya tatlısı bebekte dudak yarığı var. Çiftin aylık bin liraya ulaşan gelirleri çocuklarını ameliyat etmeye yetmediği için Onep’ in yolunu tutmuşlar.

Onur Erol ‘‘Bu çocukların ve ailelerin yaşadıklarını görün istedim. Çocukları görmeden anlaşılması zor bir durum’’ diyerek anlatmaya başlıyor. ’’Düşünün aile bir yavru bekliyor. Bir doğuyor ki ağzının yarısı yok çocuğun. Aile büyük şokta ve panikte.Birbirlerine giriyorlar senden oldu bende oldu diye…Büyük bir dram yaşanıyor ve bizde buna tanık oluyoruz. Hacettepe de Plastik Cerrahi İhtisasımı yaparken bu gibi durumlarla çok karşılaştım. Ailelerin ne kadar sıkıntı çektiğini, ne kadar mutsuz olduğunu, bu nedenle aile dramlarının yaşandığını gördüm’’

VAKIF KURULUYOR

Onur Erol, Ankara’ dan İstanbul’ a taşındıktan sonra bu hastalara yardımcı olmak için Plastik Cerrah, Ortodontist, Psikolog, Konuşma Terapisti ve Pediatri Uzmanın dan oluşan bir konsey kuruluyor. Nedeni ise bu bozuklukların ekip çalışması ile tedavi edilebilmesi ve hastaların oradan oraya koşmaması sağlanması.Konsey’ e gelen hastalar muayene ediliyor. Tedavi ücretleri düşük tutuluyor.Gerekirse indirim yapılıyor, hiç olmadı ücret alınmıyor…İş bununla bitmiyor bu kes ortaya hastane masrafı çıkıyor. Ameliyat olan diğer hastalar bunu görerek yardım etmeye çalışıyor, masrafları karşılıyor. Kendi ameliyat olmaya gelen hastanın bir de ihtiyacı olan başka bir hastaya yardım etmesi Onur Erol’ u rahatsız ediyor. Hastalar üzerinde yardım yönünde bir baskı kurulmasını hoş bakmayan Onur Erol bunun çaresini bir vakıf da görüyor ve adımlar atılıyor.

Sakın Onlara Korkarak Bakmayın

Dudak ve Damak yarıkları tam olarak bir nedene bağlanamıyor. Onur Erol’ dan dinleyelim: ‘‘Bunu çok faktörlü neden olarak adlandırıyoruz. Hastalıkta genetik nedenlerin payı büyük fakat bunun yanında birsürü etken var. Akraba evlilikleri, aile geçmişinde dudak-damak yarığı olması, kulanılan ilaçlar….hepsi neden oluyor. Ailelere akraba evliliğinin yapılmamasını öneriyoruz. Eğer çiftin bir çocuğu dudak- damak yarıklı doğduysa, ikinci çocuğu yapmadan evvel muhakkak bir genetik araştırma yapılması gerekiyor. Vakfımız büyüyebilirse; bu hastalıkların daha oluşmadan önlenmesi yönünde çalışmak istiyoruz.’’Çocuğumuz dudağı yarık doğdu. Eyvah! Mahvolduk! ‘’ gibi saplantılar yanlış. Bu çocukların zekalarında bir bozukluk olmaz. Onlara sakın korkarak bakmayın! Öyle hastalar geldi ki buraya çocuk doğmuş, kocasını kadınını bırakıp gitmiş… Onur Erol bu şekilde doğan çocukların daha bebeklik çağında ameliyat edilmesi gerektiğini söylüyor. Toplumda 17-18 yaşına kadar beklenmesi gerektiği yönünde yanlış bir kanı olduğunu vurgulayan Erol. ”Ameliyat nekadar erken olursa o kadar iyi “ diyor.

Bu Burunla Ölmek İstemiyorum.

Bunca yıllık meslek yaşamında, geri çevirdiği hastalar’ da olmuş Onur Erol’ un; aile geliyor kızı ile karşımda oturuyor. Burun ameliyat için bakıyorum anne konuşuyor, kıza soruyorum ” Yavrum sen bunu istiyormusun?” diye.Annem babam istiyor diyor. Kesinlikle kabül etmiyorum. 60-65 yaşında öyle insanlarla karşılaştım ki…. İlk başta annem babam bana mani oldu, sonra arkadaşım mani oldu , sonra kocam sonra çocuklarım…. Ben geldim 65 yaşıma dı-oktor bey, ben bu burunla ölmek istemiyorum. “Kaç hasta da duydum ve şaşırdım. Demek ki o insan’a hürmet etmek lazım. Kendisi istiyorsa ve mantıklıysa bunu yapmak lazım.

Güzellik Mutlu Bakıştır

Türk kadınlarının en güzel üç ırk içinde gösteren Onur Erol’ a bu açıklamasını soruyoruz ”Bence güzellik uyum harmoni, yüzdeki uyumdur.Güzellik mutlu bakıştır. Mutsuz bir bakış, dünya güzelini çirkin yapar. Evet, Türk kadını çok güzel. Anadoluya bakın kaç kültür var. Ne kadar karışmız.Irklar ve kültürler ne kadar karışırsa okadar iyi okadar hoş genetik olur. Burada o kadar hoş bir karışım olmuşki…İnsanın iyi beslenmesi de çok önemli. Aziz Nesin’ in bir lafı var, “ Türklerin yüzde 60’ ı aptaldır ” dedi. Kendisini çok sevmeme karşın katılmıyorum. Herhalde bunu başka bir sebeple söyledi.Anadolu insanında acayip bir genetik asalet var. Hoş görü, misafirperverlik…Ama bunlar bozulmamış bir grupta var. İyi yetişmiş ve iyi beslenmiş insanlar güzel oluyor. Türklerin iri badem gözleri vardır, İsveçliler de o göz yok. Birçoğu yumuk gözlüdür. Fakat bizim insanımız mavi gözlüler diye özenir. Bizdeki yüz kontürleri yok onlarda bugün genç kuşağa bakın ne kadar güzeller. Genç kızlara bakıyorum uzun ince ve son derece alımlılar