Karın-bel çevresindeki yağlanmalar genetik olarak Android yani erkek tipi yağlanmalardır.
Bu bölgedeki yağlanma; metabolik sendrom, dislipidemi, kardiyovasküler hastalıklar ve tip 2 diyabet gibi sağlık problemlerini akla getirmektedir. Genetik faktörler, yaş, beslenme ve egzersiz alışkanlıkları bel çevresindeki yağlanmanın sebeplerini oluşturur.
Erkeklerde bel bölgesi yağlanması, özellikle 30-50 yaş aralığında çok sık rastlanan bir durumdur. Hatta erkekler bel bölgesindeki yağlanma sıralamasında kadınların önünde yer alır. Çoğumuz süper karın kaslarına sahip olduğumuz hayaliyle yaşlandıkça belimizin çevresindeki simit büyümeye başlar. Her zaman yeni ve çok sıkı bir egzersiz programına başlayacağımıza, yağlı yemeklerden kaçınacağımıza dair sözler veririz ancak bu sözlerin çoğu 2 – 3 ay sonra yavaş yavaş azalan egzersizler ve yine yüksek kalorili yemekler ile bozulur.
Şeker ve Yağ içeriği yüksek olan yiyeceklerle beslenmek tabii ki karın-bel bölgesindeki yağlanmayı artırır ama sadece suçlu onlar değildir, hangi yiyecekten olursa olsun fazla kalori alımı bel çevresindeki yağı etkileyecektir.
Abdominal yağlanma olarak tanımladığımız bel çevresi yağlanmasının oluşmasında altta insülin direnci, kortizol fazlalığı, hipotiroidi, Cushing (böbrek üstü hormonların fazla çalışması) gibi sağlık sorunlarının olup olmadığının araştırılması gerekir.
Menopoz dönemi de yağlanmanın vücutta fizyolojik olarak arttığı ve tetiklediği bir dönemdir. Hareketsizlik ve buna bağlı enerji harcamada azalma, fazla alkol tüketimi de bel çevresi yağlanmayı artırmaktadır. Kronik stres bel çevresinde yağlanmaya en önemli nedenlerindendir.
Eskiden aldığınız aynı kaloriyi almanıza, neredeyse aynı yemekleri yemenize rağmen bel bölgeniz yağlanıyorsa bu fiziksel aktivite azlığı ve yaşlanmakla ilgilidir. Çünkü vücudumuz yaş aldıkça belirli bir egzersiz programı uygulamayan ve fiziksel aktivitesi az olanlarda kas kaybı yaşanır. Kas kaybeden sistem metabolizma hızımızı yavaşlatarak günlük yakılan kaloriyi düşürür. Yani aynı kaloriyi alsanız bile vücudunuz 5 sene önceki günlük kaloriyi yakmayabilir.
Bilinmesi gereken en önemli gerçek vücutta oluşan yağ ile tüketilen yağ farklı şeylerdir. Vücut yağı; yağ ve yağlı gıdaları tüketme dışında örneğin, simit, börek gibi hamur işi besinler, meşrubatlar, bisküvi, cips, gofret, tatlılar, hazır et suları, salata sosları gibi daha sayabileceğimiz karbonhidrat ve proteinli gıdaların gereğinden fazla tüketilmesi sonucunda da vücutta artar ve bel çevresinde depolanır.
Aslında bir adımsayar alarak öncelikle günlük nasıl bir harcamanız olduğunu gözlemleyebilirsiniz. Çalışmalar bir kişinin günde 8000-10000 adım atması gerektiğini gösteriyor. Çok hareketli olduğunuzu veya hareketsiz olup olmadığınızı anlamanın en pratik yolu adımsayar alıp kendinizi takip etmek ve adım sayılarınızı gün geçtikçe artırarak daha da enerji harcamak atacağınız en büyük adımdır.
Egzersiz yapmak vücutta genel yağlanmayı azaltan en önemli parametrelerden bir tanesidir. Özellikle yürüyüş ya da yüzme vücutta hem bölgesel hem genel yağlanmayı düşüren 2 spor şeklidir. Haftada 4 kez 35-45 dakika tempolu aralıksız yapılan aktivite yağlanmayı azaltır. Hızlı yapılan aktivite, sizi daha çok terleten aktivite kas oranınızı azaltmaktan öteye gidemez. Romatizması, kalp sorunu, hipertansiyon ve diyabet gibi kronik hastalığı bulunan kişilerin hekimlerinin kontrolünde ve önerilere uyarak spor yapmaları gerekir. Sadece diyet yapmak, aldığınız gıdayı azaltmak yağlanmanızı azaltmaz, vücut kendini kıtlık moduna alıp kilo vermeye mani olur. O yüzden hem egzersiz hem de sağlıklı bir diyet programını aynı anda uygulayarak abdominal yağlanmayı düşürebilirsiniz.
Öte yandan, bel çevresi ve karın yağlarından kurtulmak diğer bölgelerdeki yağlardan kurtulmaktan daha zordur. Diyet yapanların da sıkça şikayet ettiği gibi göbek ve bel çevresi yağları en son yakılan yağ depolarıdır, diyetin yanı sıra incelip forma girmeleri için egzersiz yapılmasını adeta şart koşarlar.
Estetik cerrahi ve ameliyatsız estetikte birçok cihaz ve yöntem karın ve bel çevresindeki yağ birikintilerinden kurtulmak üzere geliştirilmiştir.
Bu yöntemlerden en etkilisi şüphesiz Liposuction’dur. Yeni geliştirilen Vaser Liposelection yöntemi ile yapılan liposuction operasyonlarında, vücuttaki yağlar eritilerek alındığı için hem çevre dokulara çok daha az hasar verilmekte, hem inceltirken vücutta bir toparlanma ve sıkılaşma da sağlamak mümkün olmaktadır. Bu yöntemle, uygulama sonrası, ödem, morluk gibi şikayetler de minimuma inmiş olup 4 gün sonra hemen sosyal hataya dönebilmek mümkün olmaktadır.
Ameliyatsız estetik uygulamalarında yağ hücrelerini dondurarak yok etmeyi hedefleyen CoolSculpting –Zeltiq yöntemi, 1-2 beden inceltmeyi hedefleyen Slim-Up, Vela, Endermolab ve bölgede gerginlik ve sıkılaşma sağlamak için yapılacak Thermage Body uygulamaları sayılabilir.
Bu yöntemler sadece belirli bir yaşın üzerindeki kadın ve erkeklerin bölgesel yağlanma sorunu için kullanılmaz, çok daha genç yaşta asimetrik vücuda sahip olanlar, genetik olarak bu bölgelerinden kilo almaya meyilli olanlarda güvenle kullanılabilir. 18 yaşını doldurmuş, fiziksel gelişimini tamamlamış ve doktorları tarafından bu yöntemlere engel bir sağlık problemi olmayan herkes bölgesel yağlarından ve kalın bel çevresinden bu yöntemler aracılığı ile kurtulabilir. Ancak hiçbir ameliyatsız çözüm Vaser Liposuction gibi kalıcı sonuçlar sağlamayacağı için, uygulamaların yılda bir defa tekrarlanmaları ve diyet ya da egzersizle desteklenmeleri gerekebilir.