Tıbbi olarak yanık, derinin yüksek ısı ile canlılığını yitirmesidir. Isının yüksekliği veya temas süresine bağlı olarak derinin yüzeyel, orta ve derin tabakaları yanarak ölü hale gelebilir.
Yanıklar ev ortamında sıcak su veya buhar teması sonucu, sıcak katı maddelerle temas, asit/alkali gibi kimyasal maddelerle temas, elektrik akımı etkisi ya da radyasyon nedeni ile de oluşmaktadır. Isı, elektrik, ışın, sürtünme ve donma sonucu oluşan yanıklar fiziksel, asit ve alkali maddeler ile oluşan yanıklar kimyasaldır.
Derinin yüzeysel ve orta tabakalarında çok sayıda duyu siniri bulunmaktadır. Dış dünya ile temasımızı dengeleyen bu sinirler çok hassastır. Yanık bu sinirleri uyararak ciddi bir acının ortaya çıkmasına yol açar.
Yanıkların ciddiyeti derinlikleri ile orantılı olarak artar. Çok yüzeyel yanıklara birinci derece yanıklar denir. Bunlara örnek güneş yanıklarıdır. Deride kırmızılık ve ağrı ile kendilerini belli ederler. Birinci derece yanıklar birkaç gün içinde kendiliğinden iyileşirler. Biraz daha derin yanıklara ikinci derece yanıklar denir. Burada derinin yalnız yüzeyel tabakaları yanmıştır ve alt tabakaları sağlamdır. İkinci derece yanıklar deri üzerinde su dolu kabarcıklar (tıp dilinde bunlara bül denir) ile kendilerini belli ederler. Ağrılıdırlar. En ciddi yanıklar üçüncü derece yanıklardır. Burada derinin tamamı yanmıştır ve iyileşmeleri için deri nakli gerekmektedir.
Yanıkların derinliğini saptamak bir uzmanlık işidir. Bu nedenle ciddi yanıkları olanların hemen bir yanık merkezine veya bu konuda deneyimli bir hastaneye başvurmaları ve kendi kendilerini tedavi etmeye kalkışmamaları önerilir.
Yanık ilkyardımında dikkat edilecek hususlar Yanıklarda hastalara soğuk su ile kompres yapılması rahatlatıcıdır. Uzun süreli buz kompresleri zararlı olabilir, elektrik yanıklarında ise hastaya kesinlikle su ile müdahale edilmemelidir. Yanık ertesi oluşan su kabarcıkları, proteinden zengin bir sıvı içerir ve ölü tabakayı ve hemen altındaki dokuları korumakla görevlidir, asla patlatılmamalıdır.
Halk arasında yaygın olarak uygulanan diş macunu, yoğurt, zeytinyağı gibi maddelerin sürülmesinin yanık iyileşmesine katkısı olmadığı gibi enfeksiyon riskini de artırmaktadır. Yanık alanlar (elektrik çarpması yanıkları hariç) soğuk suya tutarak ve doktorun önereceği ağrı dindirici, doku iyileşmesine yardımcı olan ve antiseptik özelliği olan kremler sürülür. Daha ileri yanıklarda yanığın derecesine göre tedavi uygulanır. mümkün olduğu kadar az iz kalmasını sağlamak için silikon jel, baskılı bandaj ve korseler kullanılır.
Eskiden taze yanıklarda vücudun çok geniş bir kısmı yanmış ise buraları kapatacak sağlam deri bulmak zor idi. Son yıllarda doku mühendisliğindeki ilerleme sayesinde hastalarda sağlam derilerden alınan hücreler ile laboratuvar şartlarında yeni deri oluşturulmakta ve bu deri ile iyileşmemiş yanık yaraları kapatılabilmektedir.
Yanık yaralarının iyileştikten sonra bıraktığı kötü izlerin (nedbelerin) tedavisinde tıp uzun yıllar yetersiz kalmıştır. Prof. Dr. Onur Erol tarafından geliştirilen lazer ve kök hücresi artırılmış yağ dokusu enjeksiyonu ile yanık tedavi yöntemi, tıp alanında uluslararası anlamda ses getirmiş ve hastalara yeni bir umut ışığı olmuştur.
Bu yöntemde Fraxel lazer ile yumuşatılan yanık nebdelerine (skar) kök hücreden zenginleştirilmiş yağ dokusu verilerek gergin ve sert görünümlü yeni deri yumuşatılır, renk ve hacim olarak yanık ertesi deri, diğer sağlıklı dokulara en yakın hale getirilmeye çalışılır.
Yanık ciddi bir olaydır ve uygun tedavi edilmediği takdirde ölüm veya sekellerle sonlanabilir. Birinci derece yanıklar çok yüzeyel olduğundan herhangi bir tedavi uygulanmasa bile birkaç günde iyileşebilirler. Ama ikinci ve üçüncü derece yanıklarda mutlaka bir tedavi uygulanmalıdır.
Yanığın iyileşmesinde derinliği kadar vücudun ne kadarını ve neresini tuttuğu da önemlidir. El yüz ve genital bölge yanıkları mümkünse hastanede yatırılarak tedavi edilmelidirler çünkü bu bölgede oluşacak sekeller hayatı çok olumsuz etkileyebilir. Şöyle bir örnek verirsek 4-5 cm çapındaki bir ikinci derece yanık ayaktan merhemler sürülerek tedavi edilebilirken ayni derinlikteki ikinci derece yanık vücudun üçte birini tutmuş ise hayati tehlike taşır ve mutlaka hastanede yatırılıp sıvı tedavisi ve özel beslenme desteği ile tedavi edilmelidir. Üçüncü derece yanıklarda derinin tamamı yandığından çok kez hastanede deri yaması (greft) konularak tedavi edilmeleri gerekir.
Evet, yanık izinin durumuna göre gelişmiş lazer uygulamalarıyla yapılan tedavilerde belli ölçüde başarı sağlanabilmektedir. Ayrıca Prof. Dr. Onur Erol’un geliştirdiği kök hücre ile zenginleştirilmiş yağ enjeksiyonları tedavisiyle yanıklı derinin kalitesi artırılmaktadır.